Bu da 3. EE Yeter Ama
ASMAK
Dursun evinden çıktığında birde bakar ki komsusu Temel kendini belinden agaca asmış
halde duruyor.Hemen gidip ipi agactan cözer.Komsusunu agaçtan indirdikten sonra merakla
sorar :
-Ha sen ne yapayudun öyle?
-Hiç kendimi asaydum...
-Ha uşağum, penum pildiğum insan poynundan asılayi.
Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu Dursun'a baktıktan sonra cevap verir :
-Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum.
ADAMI GÖZÜMÜN ÖNÜNE GETİRİRİM
Arkadaşı Karadenizliye sormuş:
-Yalnızken kendi kendine konuşma huyun var mıdır?
-Ben kendi kendime konumam, demiş karadenizli.Adamı gözümün önüne getiririm, öyle
konuşurum.
AKŞAM SERİNLİĞİNDE
Bir mecliste konuşulurken, Amerikalı :
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
Alman :
-Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
Fransız :
-Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için :
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
-Güneşe gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
Karadenizli gülümsemiş :
-O kadar da enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde gideceğiz.
ANLAMLI ANLAMLI
Karadenizlinin biri hemşerisine anlatıyor :
-Dün belediye otobüsüne bindim; yan koltuktaki adam bilet almamışım gibi bana
anlamlı anlamlı baktı.
-Sen ne yaptın?
-Bende bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım.
ARKADAŞIN OLDUĞUM İÇİN Mİ?
Adamın biri karadenizli arkadaşına "eşek" demiş. Karadenizli sormuş :
-Eşek olduğum için mi arkadaşınım; yoksa arkadaşın olduğum için mi eşeğim?
AŞAĞISI BİR İŞ DÜŞÜNÜYOR
Karadanizliye sormuşlar :
-Neden baştaki saç ağarıyor da, aşağıdaki ağarmıyor?
-Aşağısı bir iş düşünüyor, yukarısı bin iş düşünüyorda ondan, demiş
Karadenizli.
ATATÜRK 39 YAŞINA BASTI
Karadenizliye öğretmeni sormuş :
-Söyle bakalım, 1881'de ne oldu?
-Atatürk doğdu öğretmenim.
-Peki, 1920'de ne oldu?
-Atatürk 39 yaşına bastı öğretmenim!
BANA GÜVENMEYİN
Gazetede şöyle bir ilan çıkmış : "Bir müdür aranıyor.Yüksek tahsilli,
İngilizce ve Fransızca bilen, askerliğini yapmış, 30 yaşından gün almamış, boyu
1.85'den yukarı ve bekar olması gerekir... Temel başvurmuş :
-Ben demiş, yüksek tahsil şöyle dursun ilk mektebi bile zor biturdum.İnciluzce de
Firansizca da bilmeyrum.Yaşım 45'den yukarı, boyum 1.67...
-Eeee, demişler.Ne demek istiyorsun? Temel gayet ciddi :
-Bu ilanı verduğunuz müdürlük işi var ya, ha bu iş için bana güvenmiyesunuz
demeye geldim...
BUZDOLABI
Eve geç saatte zilzurna sarhoş gelen Temel, yatmadan önce tuvalete gider.Daha sonra
yatak odasının ışığını yakar kapıya dayanır.Gözleri kamaşarak uyanan Fadime'ye
:
-Ula kari der, sana helal olsun.Sen Trabizon'un en iyi karisusun. İltifata alışık
olmayan Fadime :
-Ne oldi herif nereden icabetti bu laflar?
-Daha ne olsun.Biraz önce tuvalete su dökmeye gittum.Tuvaletin kapisuni ne güzel
yaptirmişsun öyle, kapiyi açunca elekturuk kendiluğundan yanayi, deyince, Fadime
yataktan fırlar ;
-Ula herif sen buzdolabuna işedun ya!
ÇAY ELİNDEN ÖTEYE...
Venedikte deney yapan bilim adamları insanların beyninden parça alarak etkisini görmek
için söyledikleri kelimelere bakıyorlar.Bir İtalyan kobay başlıyor :
-Huano mito. Beyninden biraz parça alıyorlar tekrar başlıyor :
-Huano mi. Biraz daha parça alıyorlar :
-Huan. Beyninin son parçasını alıyorlar ve adam başlıyor :
-Çay elinden öteyi gidelim yali yali.....
ÇEVRECİ TEMEL
Sabahın erken saatinde avdan dönen Temel, kayığını kıyıya çektikten sonra
balıkçı kahvesine doğru yürür. Kahvedekiler yalnızca sağ ayağı dizine kadar
ıslak olan Temel'e sorarlar :
-Ula, balık vuriy mi? Temel :
-Yok yahu ne gezer.
-Madem baluk vurmayi ayağın niye dizine kadar islandi. Temel küçümseyerek yanıtlar :
-Uşağum, haçan denizde sigara içeyrim.İzmariti suya atınca basıpta söndirmeyecek
miyum oni?
DOKTOR YEDİM SENİ!
Temel hastalanmıştı.Doktora gitti.Doktor Temelin tedavisinin hergün parmaklanmak
olduğunu söyledi.Temel bunu kimseye anlatamayacak kadar utandığı için mecburen
hergün doktora gidip orada tedavi oluyordu.Bir gün doktoru yerinde bulamayınca eve
gidip durumu utana sıkıla karısına anlattı. Karısı Doktoru taklit ederek ona
tedaviyi yapabileceğini söyleyince Temel tedaviyi tarif etmeye başladı :
-Karıcığım sol elini sol omzuma koy.
-Tamam.
-Sağ elinide sağ omzu...????!!!! Temelin jeton duştü :
-Uyyyy Doktor yedum senu....
ELEKTİRİK RİCA EDİYORMUŞ
Bir Fransız, bir İngiliz ve bir Karadenizli idama mahkum edilmişlerdi.Üçüne de son
arzularını sordular :
-Giyotinle mi idam edilmek istersiniz, elektirikli iskemlede mi, yoksa gaz odasında mı?
Fransız :
-Ben giyotinle idam edilmek istiyorum, dedi. Hemen giyotini getirdiler, adamı
uzattılar.Sonra da bıçağı olanca hızıyla bırakıverdiler. Ama o da ne! Bıçak tam
adamın kafasını uçuracakken, son anda birden duruverdi! Belli ki bir bozukluk
olmuştu.Bıçağı kaldırıp bir kez daha bırakıverdiler.Bıçak yine aynı yerde
tutukluk yapıp durdu.Bir daha bıraktılar.Yine durunca, çaresiz kalıp adamı
affettiler. Sıra İngiliz'e geldi.O da giyotinle idam edilmek istedi.Bıçak yine aynı
yerde durmasın mı! Üç kez tekrarlandıktan sonra İngiliz'i de affedip idam etmekten
vazgeçtiler. Sonra sıra bizim Karadeniz'liye geldi :
-Ha benim ciğerim rahatsızdır, gaz odasi almayayım, dedi Karadenizli.Ha bu sizin
giyotin de bozuktur galiba...Onun için elektirik rica edeceyum...
FEMİNİST
Temel önde, Fadime arkada çarşıya inmektedirler.Fadime sırtındaki sepet bir yana
Temel'in ceketi ve şapkasınıda elinde taşımaktadır.Onların bu halini gören okumuş
biri sorar :
-Bu vaziyetinden utanmıyor musun?Sen önde hanımın arkada?... Temel yanıtlar:
-Hemşerum niye utanacağumişim?Her paşarili erkeğun arkasinda bir kari vardur demeyi
misiniz siz?Pen başarili bir erkeğum.
FİRAR
Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık rahatsızlanmakta
haftada bir doktora gitmektedir. Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu
kesilmektedir.Bir gün bacağı, sonra kolu, eli... Son gelişinde Temel koğuş
arkadaşının kulağına eğilir manalı bir gülümseyişle :
-Uy! hemşerum sanmaki anlamayirum.Bağa öyle geliyi ki galiba sen kisim kisim firar
edeysun...
GÖREMİYORUM Kİ !
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar, birara Temel Dursuna sesleniyor :
-Dursun ormanın güzelliğine bak. Dursun:
-Ağaçlardan göremiyorum ki.
HAMİ HOCA
Karadeniz'de iddialı bir maç vardı.Rizeli imamlarla, Trabzonlu imamların maçı...Ama
Trabzonlu imamlar zayıftı.Yenilmemek için ne yapacaklarını düşünürken Temel
onlara akıl verdi :
-Alın, Hami'yi oynatın.
-Yahu hiç olur mu?
-Olur, olur...Hami hoca diye yutturursunuz? Neyse, maç oynandı ve Trabzonlu imamlar
üzgün bir vaziyette geri döndüler.Temel merakla sordu :
-Ne yaptınız yahu?Hami'yi yutturamadınız mı?
-Yoo...Yutturduk.Hem çok da iyi oynadı.2-1 yenildik, tek golümüzüde Hami hoca attı.
-Eeee, nasıl yenildiniz?
-Hiç sorma Temel...Rize'de bir Van Basten hocayla , bir de Gullit hoca vardı ki, bütün
takıma yetti.
HAYRET BİR ŞEY!
Trabzon Asri Mezarlığı'na bir helikopter düşmüştü.Ankara'dan zayiatı öğrenmek
için olay yerine telefon ettiler. Yetkilinin cevabı şöyle oldu:
-Şimdiye kadar 30 ölü çıkarttık.Hayret bir şey: Kazdıkça çıkıyor!
KANUN
Küçük Rıza okuldan dönmüştü.Babası Temel'e anlattı:
-Baba bilirmisin, yer çekimi kanunu olmasa şimdi hepimiz havada uçacaktık?
-Vay anasını, dedi Temel.... Peki ne zaman kabul edilmiş bu kanun?
NEREYE GİTTİ BU HAYVANLAR?
Temel Avustralyaya Devekuşu avlamaya seyahate çıkıyor.Orada malzemelerini hazırlayıp
maceraya atılıyor. Bir virajı dönünce bakıyor 10-15 tane devekuşu, hemen arabayı
durduruyor silahını doğrultuyor; devekuşları silahı görünce ürkerek kafalarını
kuma gömuyorlar.Yani kendi akıllarınca saklanıyorlar. Temel etrafa bakiyor ve kendi
kendine sinirli sinirli soruyor :
-Ulan nereye gitti bu hayvanlar?
PAÇA
Veteriner köye gelmiş, hayvanlarda bir hastalık olup olmadığına bakıyordu...Sıra
Temel'in ahırına geldiğinde hayvanların bazılarının bağlı ve tahta bacaklı
olduğunu görünce şaşırıp sorar :
-Bunlar neden tahta bacaklıdır?
-Onlar mı? der Temel kekeleyerek.Canımız paça istediğinde bütün hayvanı kesmeyruk
ya...
REÇETEN VAR MI?
Temel Eczacılık Fakültesini bitirmiş, fakat Eczane açacak parası yok.Girmiş bir
Eczaneye :
-Beyefendi sizde soğan var mı? Adam Temel'i başından savmış.Temel bu durur mu?
Hergün yeni saçma sorularla geliyormuş.Birgün Eczacı Temel'e:
-Kardeşim senin derdin ne? demiş. -Burayı bana sat.
Eczacı kurtulmak için eczaneyi satmış, birkaç gün sonra Eczaneyi satan adam içeri
girmiş, Temel'e:
-Sizde soğan varmı? demiş... Temel adama: "Bizde soğan var ama senin reçeten var
mı?"demiş....
REFLEKS
Temel sosyetik bayan arkadaşı ile geziyordu.Ayağı kayan bayan yere düşüp, etekleri
açılır.Bayan çevik bir hareketle ayağa kalkar ve Temel'e :
-Nasıl? der.Refleksimi gördün mü? Temel gülerek :
-Uyyy, der.Siz oğa refleks mi deyisiniz?
SANA NE?
Temel genç yaşta evlenir, karısı ile bir çocuğunu bırakarak gurbete
çıkar.On-onbeş sene dolaştıktan sonra...
-Hele bir sılaya varayım, der. Evine geldiği zaman karısı ile birlikte üç çocuk
bulur.En küçüğü önündeki kaptan yoğurt yiyor yabancı yabancı bakıyordu.
-Yahu karucuğum.Bunlar da kim? Karısı :
-Yahu der şu büyüğü ilk çocuğun değil mi?Ne çabuk unuttun!
-Ya öteki?
-O da ana rahminde idi, sen gittikten sonra doğdu.
-Ya diğeri?
-Canım, zaten onun da sana buba dediği yok ki, oturmuş yoğurduğnu yiyi!
SESSİZLUK
Trabzon amigosu seyircilere taktik veriyordu :
-Sağ elimi kaldırırsam demek ki gol kaçırmışızdır, hep bir ağızdan :
-Ahhh diye bağıracağız.Sol elimi kaldırırsam gol atmışızdır.Hep bir ağızdan
yaşa Trabzon diye bağıracağız.Eğer iki elimi kaldırırsam, bizim takım gol
yemiştir.O zaman sessizlik isterim. Neyse maç başladı.Trabzon golü kaçırdı.Amigo
sağ elini havaya kaldırdı.Hep bir ağızdan bağırdılar :
-Aaaaaahhh... Sonra bir gol attı Trabzon....Amigo sol elini havaya kaldırdı.Tribünler
ayaktaydı.
-Yaşasın Trabzon. Sonra bir gol yediler.Amigo iki elini de havaya kaldırdı.Seyirciler
başladılar bağırmaya......
-Sessizluk...Sessizluk
SIFIR SIFIR
İki karadeniz takımı Rizesporla Sinop maç yapıyorlarmış.O esnada Stadın yanından
bir tren geçiyormu.Sinoplular trenin düdüğünü hakemin bitiş düdüğü
zannetmişler.Ve sahayı terketmişler.Kalan 85 dakikada Rizespor da gol atamayinca maç
0-0 berabere bitmiş.
ŞART MI?
Karadenizli Başbakan olmayı tutturmuş :
-Başbakan ben olacağım!... Memleketin halini bilen saf bir arkadaşı iyi niyetle
uyarmış :
-Yahu sen deli misin? Karadenizli lafını esirger mi :
-Şart midur?
TEMEL'İN DEGAJI
Karadeniz'de bir evde yangın çıkmıştı.Bir kadın kucağında çocukla damın
tepesinde kalakalmıştı.İtfaiye geldi, ama kadın bir türlü çocuğu aşağı
atmıyordu.Birlikte cayır cayır yanacaklardı.Derken kalabalığın arasından Temel
fırladı :
-At yenge, çocuğu aşağı at.Ben Sürmenespor'un kalecisiyim.Çocuğu tutarım. Kadın
inandı ve attı. Temel nefis bir plonjonla çocuğu yakaladı.Sonra üç kere yere vurup
degajını yaptı.
TEMEL UÇAKTA
Temel bir uçağın kaptan pilotu idi.Trabzon-Ankara seferini yaparken bir arızadan
dolayı uçak sallanmaya başlayınca bir anons yapar.
-Tikkat, tikkat...Gaptanunuz sesleniy!Uçakta bir ariza vardur.Tamiratı
mümkündür.Sayin yolcularımız sükut olunuz. Bu anonsu duyan yolcular bir an
rahatlayıp yerlerine otururlar.On dakika sonra öncekinden daha şiddetli bir
sallantılya yolcular yerlerinden fırlayınca pilot kabininden bir anons daha :
-Tikkat, tikkat...Gaptanunuz sesleniyi...Eşhedü enlailahe illallah ve eşhedü...
TIPTA İLERLEME
Temel maçta omuzundan sakatlanmaştı.Doktoru tedavi ediyordu.
-Madem ağrıyor, sıcak havlu koyacaksın.
-Ama doktor, iki gün önce de soğuk buz torbası koydurmuştun?
-O iki gün önceydi.İki günde tıpta hiç mi ilerleme olmadı?
TUVALET
Meyhanede kafayı bulan Temel tuvaleti arıyordu.Bulamayınca yanında oturan birine :
-Arkadaşım buranın tuvaleti nerededur acaba? diye sordu. Aklı sıra Temel'le dalga
geçmek isteyen adam tuvaleti tarif eder :
-Şu koridorun sonunda, solda, yalnız gitmişken benim yerime de işeyiver.
-Peki, dedi Temel. Gitti ve beş dakika sonra dönüp, tuvaleti tarif edene kuvvetli bir
tokat patlattı :
-Ula, madem işeyesun yoğidi niye yolladun beni tuvalete?
YURT DIŞINA KAÇMIŞ
Temel yolda yürürken bir senet bulmus.Bakmiş senedin son günü.Ne yapacağım diye
kara kara düşünmeye başlamış.Sonra gitmiş borç toplayıp senedi yatırmış, rahat
bir nefes almış.Aynı şekilde bir gün yürürken yine yerde bir senet görmus, almış
bakmış.Yine senedin son günü.Ama bu ödenecek gibi değil, çok fazla miktarda.Temel
hemen sahte pasaport çıkartıp yurt dışına kaçmış.
DOLMAKALEM
Adamın biri çok çapkınmış.Çiçekten çiçeğe konarken olan olmuş, bastonu
kırılmış (zührevi bir hastalık kapmış). Soluğu hemen doktorda almış. Doktor :
-Korktuğunuz kadar önemli bir şey değil, demiş.Dediğimi yaparsanız kısa zamanda
eski sağlığınıza kavuşursunuz.Tam onbeş gün süreyle cinsel organınızı sabah
akşam bir bardak süte batırın.Onbeş gün sonra hiçbir şeyciğiniz kalmayacak.
-Peki, demiş adam.O gece karısı sabırsızlıkla yatakta onu beklerken adam banyoya
girmiş.Bir bardak sütü alıp doktorun tavsiyesini uygulamaya başlamış. Karısı bir
beklemiş, iki beklemiş, üç beklemiş...Bakmış ki kocasından ses soluk yok,
dosdoğru banyoya gitmiş, pat diye açmış kapıyı ki ne görsün?
-Hayret doğrusu kocacığım, demiş şaşkınlıkla, Onun bir dolmakalem gibi
doldurulduğu kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi doğrusu!
EŞEK
Adamın biri misafirliğe gitmiş.Akşam olunca haliyle sormuşlar :
-Pardon arkadaş, demişler karı-koca.Bizim odada mı yatarsın, bebeğin odasında mı,
yoksa boş bir odada mı? Adam duşünmüş :
-Karı-koca nın yanında yatılmaz, bebekte uyanır ağlarsa uykusu kaçacak ben boş
odada yatarım, demiş. Sabah olunca adam elini yüzünü yıkamış, bir de bakmış çok
guzel bir kız adama havlu tutuyor.
Adam:
-Kızım senin ismin ne?diye sormuş. Kız :
-Bebek amcacığım ya sizin isminiz?... Adam :
-Eşek kızım eşşşeeek.
EVDEKİ PAZAR
Kulakları duymayan bir adam hastanede yatan bir arkadaşını ziyarete gitmek
istemiş.Düşünmüş ben ne sorarım, o ne cevap verir, diye.Klasik cevaplara göre
konuşmayı tasarlamış, cümlelerini zihninde hazırlamış."Nasılsınız"
derim, o da "İyiyim" der.Bende, "Oooh ne güzel" der, devam
ederim.Hastaneye gidip arkadaşının başucuna varmış.
-Nasılsın, iyi misin?
-Ölüyorum.
-Oooh, ooh ne iyi.Ne ilaç veriyorlar?
-Zehir.
-O ilaç çok iyidir.Doktorun kim?
-Azrail.
-Ondan iyi doktor yoktur.
EVLENİRKEN NEREDEYDİN?
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses :
-Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt
düşmüş, binmemiş. İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene
binecek, aynı ses kulağında :
-Binme bu trene, raydan çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş,
gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı... Allahına
şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış,
bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim! Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
HEP AYNI
İki adam yolda karşılaştılar :
-Neyin var çok kötü görünüyorsun?
-Hayat, hep hayat...
-Geçer dostum geçer, gel birşeyler içelim...
-İçmek hep içmek...
-Haklısın gel yemeğe gidelim.
-Yemek hep yemek...
-Pekala gel bize gidelim, karım seni görünce sevinecektir...
-Yatmak hep yatmak...
KÖPEĞİN ÇANAĞI
Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur :
-Pek susadım, buralarda su bulamadım, lütfen bana bir bardak su verir misiniz? Kapıyı
açan çocuk, adamın yüzüne bakarak, kısa bir tereddütten sonra :
-İstersen ayran getireyim, der. Adam bu teklifi teşekkürle kabul ettikten az sonra,
çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı içtikten sonra çocuk :
-İstersen daha getireyim, der.
-Zahmet olur yavrum.
-Hayır, zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik! Bunun
üzerine, adam iğrenerek, elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca,
çocuk feryadı koparır :
-Anne, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı!
NE KOYSAYDIM?
Adam sünnetçi dükkanının vitrinine çalar saat koymuş biri de merak etmiş :
-Yahu sünnetçi vitrininde çalar saatin işi ne? Sünnetçi fena fena bakmış :
-Yani vitrine ne koyaydım?
TANIŞMA
Adamın biri, o gün evine normal zamanından oldukça erken bir saatte
dönmüştü.Kötü bir durumla karşılaştı. Karısı şeffaf bir gecelik içinde,
bütün vücudu meydandaydı.Onun yanında da, kocanın geldiğini işittiğinden çabuk
elbiselerini giydiği belli olan genç bir adam ayakta duruyordu.Ama genç adam
soğukkanlılığını kaybetmedi.Genç kadının bileğini tuttu :
-Merak edilecek bir şeyiniz yok madam, dedi.Biraz vitamin, biraz trankilizanla bir
şeyiniz kalmaz. Genç kadın, inler gibi bir sesle :
-Dur, dedi.Yeni tanıştığımızdan, kocamın doktor olduğunu sana söylemeye vakit
bulamamıştım!...
YAKTIN BENİ
Adamın birisi kendine çok güçlü bir büyü yaptırmak istemiş.Tutmuş ülkenin en
ünlü büyücüsüne gidip durumunu anlatmış.Ünlü büyücü büyüyü yaptıktan
sonra adama demiş ki :
-Şimdi bu büyüyü al ay ışığında havaya doğru salla, yalnız sallarken aklına
sakın dişi tilkinin kuyruğunu getirme. Adam :
-Yaktın beni büyücü, demiş.
-Şimdi artık aklımdan hiç çıkmaz ki dişi tilki kuyruğu.