HEPİNİZİ KAFADAN KOPARIRIM

Hadi Bakın Keyfinize

MAÇ

Rizeli imamlarla Trabzonlu imamlar turnuva düzenleyip ayda bir maç
yaparlarmış. Ama maçı hep Rizeli imamlar kazanırlarmış. Trabzonlular
birgün
-Bu böyle gitmez, buna bir çare bulalım, hep yeniliyoruz demişler. Takım
kaptanı olan Temel Hoca şöyle bir teklifte bulunmuş:

-Ula bizim Trabzonsiporli Hami'ye sarigi cubbeyi giydirelim, Bu da bizim
Hami Hoca, merkez caminin imami, yeni tayin oldi diye kandiririz demiş. Bu

teklifi kabul edilmiş ve ilk maçta Hamiyi de alıp Rizeye maça gitmişler.
Ama
maçı yine 2-1 kaybetmişler. Dönüşte takım kaptanı Temel Hocaya komşusu
sormuş:

-Temel ne oldu maçin sonucu, kazanabildiniz mi ?
- Yok ya, Rizeliler bizi 2-1 yendiler.
-Yapma ya, kim atti golleri ?
-Bizim golü Hami Hoca atti, onlarin golleri de Del Pierro Hoca ile,
Lobelto
Carlos Hoca atti....

SİNİR HASTALARI

Bir sinir doktorunun muayenhanesinde hastalar sıra beklerken telaşla içeri giren bir adam doğruca muayene odasına yönelir.
Ama bir hasta yolunu keserek:

-Buraya, sizden önce gelmiş bir sürü insan var. İçeriye değil, sıraya girmeniz gerekiyor beyefendi...
-Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?
-Ya Napolyon'sunuz, ya da Büyük İskender.
-Hayır sadece doktorum. Şimdi lütfen yol verinde içeriye gireyim, siz de yerinize oturun...Sıranız gelince sizi de muayene ederim...



MANTİKÇU

Temel çalışmak için Almanyaya gitmek ister.Fakat bunu kandırırlar ve İstanbula götürürler.Temel mecburen bir iş arar ve kayıkçılığa başlar.Kayığına binenlere işi ailesi gibi sorular sorar.Bir gün kayığına birisi biner ve:
Temel:Ne işle uğraşiysin?
Müşteri:Ben Almanya'da mantıkçıyım
T:O ne oliyki?
M:Yani senin akvaryumin var mı?
T:Hee
M:O zaman sen hayvanları seviyorsun.Hayvanları seviyorsan insanlarıda seviyorsun.İnsanları seviyorsan kadınlarıda seviyorsun
T:Heee
M:O zaman sen ibne değilsin
Temel yıllar sonra Trabzon'a döner ve kahveye girer.Herkes gurbette yaptıklarını anlatmaktadır.Temel utanır
Temele sorarlar:
Adam:Sen Almanyada ne yaptın
Temel:Mantikçuydum
A:O ne oliyki
T:Mesela senin akvaryumun var mı?
A:Yook
T:O zaman sen ibnesin.

Ölü Kuş
Dursun:Temel bak zavallı kuş ölmüş
(Temel havaya bakarak)Temel:Hani nerde?


Temel ve Golf sopası
Titanik (taytanik) battığında üç kişi kurtulur.
(İngiliz,Fransız ve Temel)İngiliz sadecegolf sopasını,
Fransız sadece golf topunu,
Temel de hamsi konservesini kurtarabilmiş.
Bunların canları çok sıkılmış.
Fransız hadi golf oynayalım demiş. İngiliz de katılmış.
Temel de çok sevinmiş sonra da benim hamsiyi yeriz, ama ben nasıl oynandığını bilmiyorum deyince, çok kolay, Sopa, top ve delik lazım demişler. İngiliz: Bende sopa var. Fransız: Bende de top var. Temel: Ben oynameyrum


Akıl Hastaları
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında "Şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi." demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve"Buyrun beyler, yiyiniz." demişler. Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmis, "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!"


Bar ve Adam
Adamın biri bara girmiş. Garson, herkese içki ver kendine de al demiş. İçkiler içilmiş garson hesap için gelince adam: Para yok demiş. Tabi garson bunu bir güzel dövüp dışarı atmış. Diğer akşam tekrar gelmiş ve yine garson herkese içki kendine de al demiş ve sonuçta parası olmadığı icin yine dayak yemiş ve gitmiş. Bu üç akşam böyle devam etmiş. Dördüncü gün yine gelmiş ve garson herkese içki fakat bu sefer sen içme, içince sapıtıyor, sonra da kavga çıkarıyorsun.


5 Tane Coca Cola
Akıl hastanesinde delinin biri hastabakıcıya gitmiş ve -Abi bana 5 tane kola getir demiş. Bunun üzerine hastabakıcı çok kızmış ve deliye 5 tokat atarak -Buyrun efendim kolalarınızı demiş. Aradan iki gün geçmiş deli koşarak hastabakıcının yanına gelmiş ve ona kafa atmış. Hastabakıcı affallamış daha sonra kendine gelmiş. Deliye : -Napıyosun lan demiş. Deli de : -Boşları getirdim abi!


Fatih Hoca
Galatasaray'ın teknik direktörü Fatih Terim aldıkları Fenerbahçe yenilgisinden sonra çok üzülmüş ve çok düşünmesine rağmen Fenerbahçe'yi niçin yenemediklerini bulamamış.Bunun üzerine kalkmış Löw'e gitmiş. -Löw hoca! yaw biz sizi neden yenemiyoruz? diye sormuş. Löw : -Bak Fatihcim aslında bunun direkt olarak futbolcuların zekalarıyla ilgisi var. Bak şimdi(Baliç'i çağırmış) Baliç oğlum sana bir soru sorcam. -Sor hocam -Babanın oğlu kardeşin degilse kimdir? (Baliç yapıştırmış cevabı) -Benim hocam (Löw Fatih Terim'e dönerek ) -Gördün mü işte zekayı? demiş. Bu olayın üzerine Fatih Terim hemen klube geri dönmüş ve Hakan salağını yanına çagırmış. -Hakan sana bi soru babanın oğlu kardeşin değilse kimdir? ("Torinolu şaban" da ses seda yok) Hakan Şükür : -hocam bana izin verin biraz düşüneyim demiş ve gitmiş. Bundan bir süre sonra Fatih Terim Arif'i görmüş ve ona da sormuş: -Arif sana bi soru babanın oğlu kardeşin değilse kimdir? Arif -Benim hocam demiş. Fatih Terim de: -Peki gidebilirsin demiş. 10-15 dakka sonra Hakan şükür çıkagelmiş. Fatih Terim: -buldun mu cevabı? demiş. Hakan şükür : -Ewet hocam babamın oğlu Arif miş demiş. Bunun üzerine Fatih terim: -Hayır salak demiş babanın oğlu Baliç demiş.

Deniz bitmiş :
Açık denizde geminin kaptanı ölünce Karadenizli diyerek Temel'i kaptanlığa getirirler...Bir gün,iki gün derken işler iyi gider,fakat üçüncü gün sabaha karşı gemi karaya oturunca bütün tayfalar :
- ''Ne ettin de karaya oturttun gemiyi kaptan?..''
diye sorunca ,Temel cevap verir:
- ''Pen pişey etmedum...Denuz pitti...''
--------------------------------------------------------------------------------

Yerine Göre :
Temel Eskişehir'deki amcasını gördükten sonra İstanbul'a gitmek için trene biner... Ne var ki yanlış trene binmiş ve Ankara'ya gittiğini anlamamıştır...Biraz sonra karşısında oturan adamla ahbaplığa başlar :
- '' Hemşerum sen de mi İstanbul'a cideysun?''
- '' Yok ben Ankara'ya gidiyorum ''
Temel bu cevap üzerine biraz şaşırır ve şöyle der :
- '' Uy,adamlar işi nasul da ilerletmuşlar da haperumuz yok..Sen Ankara'ya doğru oturaysun seni oraya cötüreyu,pen İstanbul'a doğru oturayım peni de İstanbul'a cötüreyu...''

--------------------------------------------------------------------------------

Dargınlık :
Karadenizlinin biri,birgün elleri cebinde umumi tuvalete girer,orada bulunan birine önünü göstererek :
- '' Çöz ha puni '' , der.
Adam elleri cebinde olduğunu görünce ''Herhalde sakat'' düşüncesiyle denileni yapar.
- ''Dışarı al oni ''
Adam bunu da yapar.Daha sonra bir emir daha gelir :
- ''İşet ha oni..''
Bu iş de bitince bizim Karadenizlinin sesi bir kez daha duyulur :
- '' Sok ha oni içeri ''
Adam sevap işlemenin huzuru içinde bunu da yapar.Bu sırada Karadenizli vatandaşın düğmelerini iliklediğini gören adam öfkeyle :
- '' Be adam madem elin kolun sağlamdı da ne diye bu işi bana yaptırdın? '' diye söylenince şöyle cevap alır:
- '' Uşak piley musun ha pu namussuz dün gece beni çok mahçup etmiştir...Şimdi küsüm oğaaa,konuşmayrum ''
--------------------------------------------------------------------------------

Tanınmış :
Fadime nine uçakla İstanbul'a gelmektedir.Bagaja verdiklerinin dışında yanına aldığı küçük çantalarını cam kenarına koymuş,ikili koltuğa tek başına yayılmıştır...
Fakat uçak havalanmadan hemen önce hostes yanına gelir ve toparlanarak tek koltuğa oturmasını sert bir şekilde söyler...O ne kadar rica etse de söz geçiremez ve hostesin kötü sözleri arasında çaresiz iyice sıkışır.
Yolculuk başladığında Fadime ninenin içi içini yemekte ve hostese ağzının payını vereceği zamanı kollamaktadır...Bir ara meyva suyu servisi sırasında hostes kız yanına yaklaştığında sorar :
- ''Kızum sen penim oğlum Temel'i taniy misun?''
- ''Hayır,tanımıyorum efendim''
- ''Uy hacceten sen oğlum Temel'i tanımay misun?''
Hostes oldukça meraklanmış ve hayret etmiştir:
- '' Teyzeciğim,oğlunu muhakkak tanımam mı lazım yani ? ''
''Yok yani'' der Fadime nine; ''İstanbul'un bütün orospilari penim oğlum Temel'i tanırlar da,ondan sorayrum''

--------------------------------------------------------------------------------

Parasız :
Temel arkadaşı Cemal'in karısını pencereden bakarken görünce seslenir :
- ''Ula Cemal evde midur? ''
- ''Yok değildur!''
- ''Öyleyse yanuna celeceğum..Kapıyı aç bağaaa''
- ''Ula uşak pen orospi miyum?''
- ''Uy sağaa para vereceğimı çim söyledi?''

--------------------------------------------------------------------------------

Mutlu Kişi :
Paris'te bir nehrin kenarındaki bulvarda yürüyen Temel, suyun ortasında bir elin yükselip battığını görür...İyice nehrin kıyısına yaklaşır ve boğulmakta olan adama doğru bağırır :
- ''Uşağum sen hanci millettensun?''
Adam kendisine bir kurtarıcı çıktığını görmenin sevinciyle bağırır :
- ''Türk'üm...Türk'üm !! ''
Temel batıp çıkmakta olan adama son bir kez daha bakıp yürümeye başlarken şöyle seslenir:
- ''Ne mutli Türk'üm diyene ! ''
--------------------------------------------------------------------------------

5 Kişilik :
Temel silahçı dükkanına girer :
- ''Ha pi tabanca almak isteyrum''
- ''Nasıl bir tabanca?''
- ''5 kişiluk...''
--------------------------------------------------------------------------------


Dilbilgisi :
Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen,Erzurumlu öğrencisini sözlüye kaldırıp sormuş :
- ''Pakmak fiilinin çekiminu yap pakalum...''
Erzurumlu öğrenci hemen atılır :
- ''Bakirem,bakirsem,bakir...''
Öğretmen öğrencisinin bu cevabı karşısında :
- ''Uy diluni eşşekarisu soksun..Öyle mi denur daa? Onun aslu pöyledur : Pakayrum,pakaysun,pakayı...''
--------------------------------------------------------------------------------

Tiryaki :
Cemal yolun karşı tarafındaki evinde oturan Temel'e seslenir:
- ''Uy uşak,senun davarlarun arasunda sigara,ya da narcule tiryakisu var midur?''
Temel şaşkın bağırır :
- ''Uy sen delurdin mu hiç davar tütün içer mu?''
- ''Öyleyse senun ahur yaniyu..''

--------------------------------------------------------------------------------

Refleks :
Temel İstanbul'da gezerken tam önünde bir genç kız bisikletten düşer.Bacakları havaya kalkar,eteği açılır.Temel bu sahneyi büyük bir zevkle seyrederken genç kız hemen toparlanır,kalkar ve durumu idare etmek için sorar:
- ''Refleksimi gördünüz değil mi?''
- ''Uy İstanpul'da öyle mi deysuğuz oğaa?''

--------------------------------------------------------------------------------

Serinlikte :
Rus kozmonotu Yuri Gagarin'in aya ayak basmasından sonra yapılan tartışmaya katılan Temel,olaylara küçümser bir havada yaklaşmakta ve bu arkadaşlarının da garibine gitmektedir.Bir ara Temel konuşmaya başlar :
- ''O da pişey midur,piz yakunda cüneşe cideceğuz''
Sohbete katılanların gözleri faltaşı gibi açılır ve içlerinden biri :
- ''Oraya gidemezsiniz işte!'' der,''Çünkü orası çok sıcaktır.''
Serde Karadenizlilik olan Temel,hiç lafın altında kalır mı?
- ''Piz de cündüz gidemeyeceğuz ya,akşam serunluğunda cideceğuz...''
--------------------------------------------------------------------------------

Dört kere :
İşadamı olan Temel,İstanbul'a geldiğinde kaçamak yapmadan gitmek istemez ve doğruca bir randevuevine gider...Salonda gözüne kestirdiklerinden birini yanına alarak odasına çıktığında afete sorar :
- ''Ne vereceğuz kızım?!!
Genç kadın orta yaşını geride bırakmış Temel'e oyun oynamak için şöyle der :
- ''Yatakta olursa 4 milyon,yerde istersen 1 milyon...''
Temel : ''Eyi,kabul ettim,al paştan sen şu içiyüz lirayı pakayum'' der ve bir taraftan da soyunmaya başlar...
- ''Demek yatağı tercih ettin amca?''
- ''Hayur,dört defa yerde yapacağum''
--------------------------------------------------------------------------------

Kısaltma :
Dilbilgisi dersinde öğretmen :
- '' 'Sarı saçlı kız ellerini pencerenin pervazına dayalı halde dışarı baktı ve güldü' cümlesini kim bana kısaltıp söyler ?'' diye sorunca,Temel hemen ayağa kalkar ve şöyle der :
- ''Orospi''
--------------------------------------------------------------------------------

Çaprazlama :
Temel ile Cemal yıllar sonra karşılaşmışlar,yol üzerinde konuşuyorlardı.Bir ara Cemal ilerden gelen iki kadını göstererek:
- ''Felaket,karımla metresim buraya geliyorlar!!!''
Temel bir gelen kadınlara baktı,bir de arkadaşına :
- ''Ha uşak,sen şaşurdun galiba,onlar penum karumla,penum metresum...''

Temel Şehirler arası Yolculukta
Temel araba kulanıyormuş. Yoldaki yazıları okumaya baslamış. "Yavaşla 80 km." Temel hızını 80'e ayarlamış. "Yavaşla 60 km" Temel hızını 60'e ayarlamış. "Yavaşla 40 km" Temel hızını 40'a ayarlamış. "Yavasla 20 km" Temel hızını 20'ye getirmiş. Bu arada da iyice sinirlenmiş. Daha sonra bir tabela daha görmuş. "Yavaşla kasabasına hoşgeldiniz".


Borç
Yargıç Temele sormuş : Davacıya borcunu bir türlü ödemiyorsun neden ? Temel boynunu büker. Vereceğum vermesine de "Bana üc ay mühlet ver." diyorum vermiyor üc yıldır beni oyalıyor yargıç bey.



Tren
Temel Trene binecek! Temel ve iki arkadaşı İstanbul'dan Trabzona'a gitmek üzere tren garına giderler. İlk Trabzon treni 1 saat sonradır, bileti alırlar.Ne yapalım bir saat diye düşünürken yemeğe gitmeye karar verirler. Yemekte sohbet, muhabbet saata bir bakarlarki 1 saati geçmiş. Hemen koşarlar tren garına ama tren gitmiş. Yine bilet alırlar 1 saat sonrasi için. Ne yapalım vakiti nasıl geçirelim derken kahveye giderler. Çaylar kahveler sohbetler uzar da uzar ve saate baktıklarında 1 saat olmasına 5 dakika vardır. Hemen koşarlar gara ama trene yetişemezler. Gişeye gidip sorarlar yine Trabzon'a gidicek tren varmı diye. Gişedeki adam ''Bakın bu son tren eğer bunuda kaçırırsanız Trabzon'a bugün dönemezsiniz'' demiş. Bileti almışlar yine sıkılmışlar ne yapalım ki derken pastaneye gitmeye karar vermişler. Pastalar, kekler, çörekler muhabbet derken saate bir bakmişlarki 1 saat olmak üzere hemen koşmuşlar gara.Tren yeni hareket ediyor, içlerinden biri uzun ilk vagonu yakalamış, diğeri orta boylu son vagonu tutmuş. Tren gitmiş, Temel oturmuş yere baslamış gülmeye. Gişe memuru yanına gelmiş.''Sen ne garip adamsın. 3 treni kaçırdın, arkadaşların gitti,sen kaldın, ağlayacağına gülüyorsun be adam.'' Temel :''Uy hemşerum onlar beni geçirmeye geldiydu ben ona güleyrum''demiş.



Dil Sorunu
Temel İngiltere'ye gitmişti. Arkadaşları Temel'e "-İngilizce bilmezdin İngiltere'de çok sıkıntı çektin mi" demişler. Temel: "-Hayır, sıkıntıyı asıl İncıluzlar çekti."



Trafik
Temel İngiltere'ye gidecekmiş. Arkadaşı Cemal İngilterede trafiğin soldan olduğunu ve bunu unutmasının Temel için oldukça tehlikeli olacağını söyleyip, dikkatli sürmesini ögütlediğinde, Temel: "Merak etme geçen gün Rize'den Samsun'a soldan gittimdi, bunun ne kadar tehlikeli olduğunu bilirim daa !!!"



Asker Temel
Temel askerdeyken, bölüğündeki bir asker devamlı Temel'e küfrediyormuş. Temel sonunda dayanamayıp gitmiş komutanına: Komtanım askerin biri anama küfür etti. Komutan birşey olmaz deyip başından savmış. Ertesi gün Temel yine gelmiş komutanın yanına: "Ya komtanım, babama küfür etti bu sefer. Komutan yine birşey olmaz deyip savarken Temel: Anam da babam da sensin burda komtanım.. deyince Komutan birden ayaga kalkmış: Cağırın şu pezevengi bana bakayım



Temel Askerde
Yeni asker olan Temel'e komutanı sormuş: Savaşta siperdesin, sağ taraftan düşman askeri geldiğini gördün. Peki ne yaparsın? Temel heyecanla cevap vermiş: -Hemen çevirir silahımı üzerlerine ateş açarım komutanım. Komutan tekrar sormuş. -Peki, karşıdan geliyorsa? -Karşıya ateş açarım, komutanım. -Arkadan geliyorsa ? Temel dayanamamış; -"Komutanım, bu ordunun benden başka askeri yok mu?" demiş



Öksürük
Temel dahiliyeciye gitmiş. Doktor ona neyinin olduğunu sormuş. -Öksurayrum, demiş Temel. -Ne zamanlar öksürüyorsun? -Tuvalette oturayurken kapıyu tıklattıkları zaman, demiş Teme
l